Nükleer Sanayinin Geleceği ve İran'ın Kararlılığı

İran devlet televizyonuna demeç veren İslami, gündemin sıcak konularını değerlendirdi. Nükleer sanayi üzerine açıklamalarda bulunan İslami, bu sanayinin sadece bombardımanlarla yok edilemeyeceğini belirtti.

İslami, İran'ın nükleer endüstrisinin yerli ve milli bir değer olduğunu vurgulayarak, bu alanda karalı ve istikrarlı bir ilerleme kaydedileceğini ifade etti. İran, ulusal sanayisinin sadece fiziksel saldırılarla durdurulamayacağını ve uluslararası baskılara boyun eğmeyeceğini dile getirdi.

Birleşmiş Milletler Kararlarına Göre Yapılan Operasyonlar

İranlı yetkili, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarına sert tepki gösterdi. İslami'ye göre, bu tür operasyonlar Birleşmiş Milletler kararlarına ciddi bir darbe anlamı taşıyor. Dünya sahnesinde güçlü olmayan devletlerin ayakta kalamayacağını belirten İslami, mevcut durumun "orman kanunları"nın geçerli olduğunu söyledi. Bu yorumlar, uluslararası hukukun zayıf uygulandığı ve güç dengelerinin hâkim olduğu bir dünya düzenine atıfta bulundu.

Yeni Yasanın Yürürlüğe Girmesi ve UAEA ile İlişkiler

Geçtiğimiz günlerde İran Meclisi tarafından kabul edilen yasa, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini askıya almayı öngörüyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın imzasıyla yürürlüğe giren bu yasa, İran'ın uluslararası atom enerjisi denetimlerine kapılarını kapatacağını belirtiyor. Bu karar, İran'ın egemenliğine müdahale olarak algıladığı uluslararası baskılara karşı alınmış bir önlem olarak değerlendiriliyor.

İsrail ve İran Arasındaki Gerginliğin Tırmanması

İsrail, 13 Haziran'da İran üzerindeki baskıyı artırarak nükleer tesisler ve üst düzey komutanları hedef alan geniş kapsamlı saldırılar düzenledi. Bu saldırılar sırasında, birçok üst düzey askeri yetkili ve nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. İsrail'den gelen saldırılar, 935 sivilin yaşamını yitirmesi ve binlercesinin yaralanmasıyla sonuçlandı. İran ise İsrail'e yönelik füze saldırılarıyla karşılık vererek, bölgede ölüm ve yaralanma olaylarının yaşanmasına neden oldu.

ABD'nin Saldırıları ve Diplomatik Çabalar

İsrail'e açık destek veren ABD, 22 Haziran'da İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar gerçekleştirdi. İran, bu saldırılara misilleme olarak, ABD'nin Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'nü hedef aldı. Gerilimin daha fazla tırmanmaması için ABD Başkanı Donald Trump, 24 Haziran'da İran ve İsrail arasında ateşkes sağlandığını duyurdu. Bu diplomatik adım, bölgede tansiyonu geçici olarak düşürse de, uzun vadede nasıl bir etki yaratacağı belirsizliğini koruyor. .

Kaynak: AA

Nükleer Sanayinin Geleceği ve İran'ın Kararlılığı

İran devlet televizyonuna demeç veren İslami, gündemin sıcak konularını değerlendirdi. Nükleer sanayi üzerine açıklamalarda bulunan İslami, bu sanayinin sadece bombardımanlarla yok edilemeyeceğini belirtti.

İslami, İran'ın nükleer endüstrisinin yerli ve milli bir değer olduğunu vurgulayarak, bu alanda karalı ve istikrarlı bir ilerleme kaydedileceğini ifade etti. İran, ulusal sanayisinin sadece fiziksel saldırılarla durdurulamayacağını ve uluslararası baskılara boyun eğmeyeceğini dile getirdi.

Birleşmiş Milletler Kararlarına Göre Yapılan Operasyonlar

İranlı yetkili, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarına sert tepki gösterdi. İslami'ye göre, bu tür operasyonlar Birleşmiş Milletler kararlarına ciddi bir darbe anlamı taşıyor. Dünya sahnesinde güçlü olmayan devletlerin ayakta kalamayacağını belirten İslami, mevcut durumun "orman kanunları"nın geçerli olduğunu söyledi. Bu yorumlar, uluslararası hukukun zayıf uygulandığı ve güç dengelerinin hâkim olduğu bir dünya düzenine atıfta bulundu.

Yeni Yasanın Yürürlüğe Girmesi ve UAEA ile İlişkiler

Geçtiğimiz günlerde İran Meclisi tarafından kabul edilen yasa, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini askıya almayı öngörüyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın imzasıyla yürürlüğe giren bu yasa, İran'ın uluslararası atom enerjisi denetimlerine kapılarını kapatacağını belirtiyor. Bu karar, İran'ın egemenliğine müdahale olarak algıladığı uluslararası baskılara karşı alınmış bir önlem olarak değerlendiriliyor.

İsrail ve İran Arasındaki Gerginliğin Tırmanması

İsrail, 13 Haziran'da İran üzerindeki baskıyı artırarak nükleer tesisler ve üst düzey komutanları hedef alan geniş kapsamlı saldırılar düzenledi. Bu saldırılar sırasında, birçok üst düzey askeri yetkili ve nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. İsrail'den gelen saldırılar, 935 sivilin yaşamını yitirmesi ve binlercesinin yaralanmasıyla sonuçlandı. İran ise İsrail'e yönelik füze saldırılarıyla karşılık vererek, bölgede ölüm ve yaralanma olaylarının yaşanmasına neden oldu.

ABD'nin Saldırıları ve Diplomatik Çabalar

İsrail'e açık destek veren ABD, 22 Haziran'da İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar gerçekleştirdi. İran, bu saldırılara misilleme olarak, ABD'nin Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'nü hedef aldı. Gerilimin daha fazla tırmanmaması için ABD Başkanı Donald Trump, 24 Haziran'da İran ve İsrail arasında ateşkes sağlandığını duyurdu. Bu diplomatik adım, bölgede tansiyonu geçici olarak düşürse de, uzun vadede nasıl bir etki yaratacağı belirsizliğini koruyor. .

Kaynak: AA