Antibiyotik Direnci: Küresel Sağlık Üzerindeki Tehdit Büyüyor

Antibiyotik Direncinin Tehlikeleri

Prof. Dr. Müzeyyen Mamal Torun, dünya genelinde salmonella enfeksiyonlarının artan antibiyotik direnci nedeniyle ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu belirtiyor.

Salmonella türlerinin bazıları, üç veya daha fazla antibiyotiğe karşı direnç geliştirerek, tedavi süreçlerini zorlaştırmakta ve komplikasyon riskini artırmaktadır. Salmonella, gram negatif bir bakteri olarak hem hayvanlarda hem de insanlarda çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir. Özellikle S. enterica türü, 2600'den fazla serotipiyle insanlarda ve hayvanlarda yaygın gıda ve su kaynaklı enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Gıda Kaynaklı Riskler

Gıda kaynaklı bulaşmanın sık görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Torun, çiğ veya az pişmiş et, yumurta, süt ürünleri ve yeşil yapraklı sebzeler gibi besinlerin yüksek risk taşıdığını ifade ediyor. Kontamine su ve uluslararası seyahatler de enfeksiyonun yayılmasında etkili olabilir. Her yıl dünya çapında milyonlarca insan salmonella kaynaklı hastalıklardan etkileniyor ve bu durum ölümle sonuçlanabiliyor. Türkiye’de de çeşitli gıdalar aracılığıyla yaşanan salmonella salgınları, toplum sağlığını tehdit ediyor.

Antibiyotik Direnci Artık Yaygın

Son yıllarda antibiyotik direncinin salmonella vakalarında daha belirgin hale geldiğine dikkat çekiliyor. Avrupa'da yapılan araştırmalar, salmonellaların florokinolonlara yüzde 18. 7, azitromisine yüzde 0. 6 ve üçüncü kuşak sefalosporinlere yüzde 12 oranında direnç gösterdiğini ortaya koymuştur.

İnsanlardan izole edilen salmonella türlerinde çoklu ilaç direnci oranı yüzde 22’ye ulaşırken, hayvan kaynaklı olanlarda bu oran yüzde 40’lara yaklaşıyor.

Direncin Nedenleri ve Önlemler

Dirençli bakterilerin yayılmasındaki başlıca etkenler arasında tarımda ve hayvan beslenmesinde antibiyotik kullanımı, sağlık sektöründe kontrolsüz antibiyotik tüketimi ve hijyen eksikliği yer alıyor. Rastgele antibiyotik kullanımı, dirençli bakteri türlerinin çoğalmasına zemin hazırlıyor.

Prof. Dr. Torun, enfeksiyonların önlenmesi için hijyen kurallarına uyulması gerektiğini belirtirken, özellikle çiğ ve pişmiş gıdaların ayrı tutulması ve yeterince pişirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Önleme ve Tedavide Yeni Yaklaşımlar
Antibiyotik duyarlılık testlerinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Torun, salmonella tedavisinde uygun antibiyotik seçimini yapabilmek için bu testlerin gerekli olduğunu ifade ediyor.

Sağlıktaki bu tehditlere karşı, One Health (Tek Sağlık) yaklaşımı önem kazanmakta, insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan bu yaklaşımın etkili çözümler sunabileceği vurgulanıyor. Toplumun bilgilendirilmesi ve sistemlerin sıkı denetim altında tutulması da bu mücadelede kritik öneme sahip. .

Kaynak: IHA

Antibiyotik Direnci: Küresel Sağlık Üzerindeki Tehdit Büyüyor

Antibiyotik Direncinin Tehlikeleri

Prof. Dr. Müzeyyen Mamal Torun, dünya genelinde salmonella enfeksiyonlarının artan antibiyotik direnci nedeniyle ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu belirtiyor.

Salmonella türlerinin bazıları, üç veya daha fazla antibiyotiğe karşı direnç geliştirerek, tedavi süreçlerini zorlaştırmakta ve komplikasyon riskini artırmaktadır. Salmonella, gram negatif bir bakteri olarak hem hayvanlarda hem de insanlarda çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir. Özellikle S. enterica türü, 2600'den fazla serotipiyle insanlarda ve hayvanlarda yaygın gıda ve su kaynaklı enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Gıda Kaynaklı Riskler

Gıda kaynaklı bulaşmanın sık görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Torun, çiğ veya az pişmiş et, yumurta, süt ürünleri ve yeşil yapraklı sebzeler gibi besinlerin yüksek risk taşıdığını ifade ediyor. Kontamine su ve uluslararası seyahatler de enfeksiyonun yayılmasında etkili olabilir. Her yıl dünya çapında milyonlarca insan salmonella kaynaklı hastalıklardan etkileniyor ve bu durum ölümle sonuçlanabiliyor. Türkiye’de de çeşitli gıdalar aracılığıyla yaşanan salmonella salgınları, toplum sağlığını tehdit ediyor.

Antibiyotik Direnci Artık Yaygın

Son yıllarda antibiyotik direncinin salmonella vakalarında daha belirgin hale geldiğine dikkat çekiliyor. Avrupa'da yapılan araştırmalar, salmonellaların florokinolonlara yüzde 18. 7, azitromisine yüzde 0. 6 ve üçüncü kuşak sefalosporinlere yüzde 12 oranında direnç gösterdiğini ortaya koymuştur.

İnsanlardan izole edilen salmonella türlerinde çoklu ilaç direnci oranı yüzde 22’ye ulaşırken, hayvan kaynaklı olanlarda bu oran yüzde 40’lara yaklaşıyor.

Direncin Nedenleri ve Önlemler

Dirençli bakterilerin yayılmasındaki başlıca etkenler arasında tarımda ve hayvan beslenmesinde antibiyotik kullanımı, sağlık sektöründe kontrolsüz antibiyotik tüketimi ve hijyen eksikliği yer alıyor. Rastgele antibiyotik kullanımı, dirençli bakteri türlerinin çoğalmasına zemin hazırlıyor.

Prof. Dr. Torun, enfeksiyonların önlenmesi için hijyen kurallarına uyulması gerektiğini belirtirken, özellikle çiğ ve pişmiş gıdaların ayrı tutulması ve yeterince pişirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Önleme ve Tedavide Yeni Yaklaşımlar
Antibiyotik duyarlılık testlerinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Torun, salmonella tedavisinde uygun antibiyotik seçimini yapabilmek için bu testlerin gerekli olduğunu ifade ediyor.

Sağlıktaki bu tehditlere karşı, One Health (Tek Sağlık) yaklaşımı önem kazanmakta, insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan bu yaklaşımın etkili çözümler sunabileceği vurgulanıyor. Toplumun bilgilendirilmesi ve sistemlerin sıkı denetim altında tutulması da bu mücadelede kritik öneme sahip. .

Kaynak: IHA