34,4714$% 0.02
36,3824€% 0.07
2.960,92%0,89
5.043,00%0,04
9.286,89%2,82
3375863฿%4.64073
19 Mayıs 2024 Pazar
KISA ÇALIŞMA SÜRELERİ İÇİN BORÇLANMA HAKKI VERİLMELİ
Soru: Eşim pandemi döneminde 15 ay boyunca kısa çalışmada gösterildi. Bu sürelerde bilfiil çalıştı. 13 Ocak 2023 tarihinde çıkan yasa gereği eksik prim günlerinin tamamlanması için İŞKUR’a işveren tarafından yapılan müracaat reddedildi. Gerekçe olarak da “fazla ve yersiz ödeme kapsamında” bulunulmaması gösterildi. Anladığım kadarıyla bu yasa ile yanlış beyanda bulunan işverenlerin cezai müeyyideden korunması sağlanmış. Kısa çalışma dönemindeki yaklaşık 15 aylık sürenin primleri için çalışanlara borçlanma hakkı sağlanmalıdır.
Cevap: 2020 yılı mart ayında ortaya çıkan COVID 19 pandemisi dolayısıyla bu tarihten itibaren 15 ay süreyle kısa çalışma uygulamasına gidildi. Pandemiden etkilenen iş yerleri için getirilen uygulama sırasında koşulları yerine getiren işçilere kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) verildi. Ödenek alma hakkı bulunmayan işçiler ise ücretsiz izne çıkartıldı ve ücretsiz izin sırasında nakdi ücret desteği sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 3.8 milyon işçi kısa çalışmaya, 3.1 milyon işçi de ücretsiz izne çıkartıldı. Bazıları için uygulama birkaç hafta ile sınırlı kalırken, bazı işçiler aylarca kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterildi.
İşletmeler ve çalışanlar mağdur olmasın diye işverenin beyanı esas alındı. Ancak, yaygın bir şekilde suistimaller olduğu yönünde şikâyetler geldi. Yapılan denetimlerde birçok işletmede işçilerin fiilen tam zamanlı çalıştığı halde kısmi veya tam zamanlı kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterildikleri tespit edildi. Bu işletmelere idari para cezaları verildi. Para cezası verilmesi işçilerin sorununu çözmedi. Bunun üzerine bu yılın ocak ayında 7431 Sayılı torba kanuna bir madde eklenerek fiilen çalıştıkları halde kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterilen işçilerin primlerinin işverence ödenmesi için üç aylık süre tanındı. Bu süre içinde primleri ödeyen işverenler para cezasından kurtuldular.
Ancak, yapılan bu düzenleme pandemi mağduru işçilerin sorunlarını çözmedi. Söz konusu düzenleme sadece denetim elemanlarının raporuyla işçisini haksız yere kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterdiği tespit edilen işletmelere uygulandı. Başka bir ifadeyle “haksız ve yersiz” kısa çalışma ödeneği veya nakdi ücret desteği ödenmesine sebep olmuş işverenler yararlandı. Sadece bu durumdaki işçilerin primleri yatırılacak.
Oysa fiilen çalıştıkları halde kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterilen fakat buna ilişkin bir denetim elemanı tespiti yapılmamış daha yüz binlerce işçi bulunuyor. Bunlar söz konusu yasa hükmünden yararlanamadılar.
Pandemide kısa çalışmada ve ücretsiz izinde gösterilen tüm işçiler için borçlanma hakkı getirilmelidir. Bu haktan, fiilen çalıştığı halde işverence haksız işlem yapılsın yapılmasın tüm işçiler yararlanmalıdır. İsteyen işçi primini ödeyerek eksik prim günlerini tamamlar, istemeyen borçlanma hakkını kullanmaz. Emekliliği gecikmeyen veya gecikme riski bulunmayanların borçlanmasına zaten gerek yok. Ancak, sigortalı çalışmaya hangi dönemde başlamış olursa olsun kendi özel durumu nedeniyle emekliliği geciken veya gecikme riski bulunan çok sayıda işçi vardır. Bu işçilere borçlanma hakkı verilmelidir.
FİİLEN ÇALIŞTIĞI HALDE KISA ÇALIŞMADA GÖSTERİLEN HAKLI FESİH YAPABİLİR Mİ?
Soru: Pandemi döneminde kısa çalışma ödeneğinin kötüye kullanımı ile ilgili bir yazınızı okudum. Özel bir okulda öğretmen olarak çalışmaktayım. Pandeminin başladığı ilk günden itibaren evden tam zamanlı olarak online çalışmaya devam ettik. Ders saatlerimiz, mesai saatlerimizle neredeyse aynıydı yani üçte bir azalma dahi yoktu. Buna karşılık kısa çalışmaya ayrıldık. Bir kısmını kurum bir kısmını devlet ödeyerek maaşımız tam yattı ancak SGK kayıtlarında yaklaşık 6 ay boyunca ayda sadece 18 gün primimiz ödendi. Okul velilerden çatır çatır tüm masraflarını tahsil etti ve elektrik, su, doğalgaz gibi giderden de kurtuldu. Bu haksız kazanç karşısında ve kurumda yaşanan bir sürü kanunu istismar dolayısıyla kısa çalışma ödeneğindeki usulsüz uygulamayı gerekçe göstererek haklı fesih talebinde bulunabilir miyim?
Cevap: Kısa çalışma ödeneğine ilişkin yönetmelik uyarınca, kısa çalışma kararı alınabilmesi için çalışma süresinin iş yerinin tamamında veya bir bölümünde geçici olarak en az 3’te 1 oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen ya da kısmen durdurulması gerekir. Ayda 30 saati aşan fiili çalışmanın olduğu iş yerinde kısa çalışma uygulanamaz. Uygulanırsa işçi iş akdini haklı fesih yapabilir.
Kısa çalışma uygulamasının üzerinden iki yıl süre geçtikten sonra “Fiilen çalıştığı halde kısa çalışmada gösterildiği” gerekçesiyle iş akdinin feshinden sonuç alınması zor olabilir. Ancak, şöyle bir yol denenebilir. Haksız yere kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterilen işçi öncelikle işverene ihtar çekerek fiilen çalıştığı halde kısa çalışmada gösterildiği günlerin primlerinin ödenmesini talep edebilir. İşveren talebe rağmen eksik prim günlerini ödemezse iş akdini haklı fesih yapmak mümkün olabilir.
Zira, primlerin eksik veya hiç yatırılmaması halinde işçinin iş akdini haklı feshedebileceğine dair Yargıtay kararları bulunuyor.
Geriye, kısa çalışmanın kanuna aykırı olduğunu kanıtlamak kalıyor. En önemli kanıtlardan biri ise kısa çalışmada veya ücretsiz izinde gösterilen dönemde tam ücret ödenmiş olmasıdır. İŞKUR’un ödediği kısa çalışma ödeneği ve işverenin ödediği ücret toplamı normal ücret olamaz. Çünkü kısa çalışma sırasında işveren sadece çalıştırdığı günlerin ücretini ödeyebilir. Çalışılmayan günler için ise İŞKUR’dan brüt ücretin yüzde 60’ı oranında ödenek verilir. İşverenin, sizi fiilen çalıştırdığı için ücretinizi tam ücrete tamamladığını kanıtlayabilirseniz bu önemli bir delil oluşturur. Öğretmen olduğunuza göre, o tarihteki ders programları ile normal zamandaki ders programlarının aynı olduğunu gösteren belgeler de kanıt oluşturacaktır.
ASKERLİK BORÇLANMASI HANGİ DURUMDA SİGORTA BAŞLANGICINI ÖNE ÇEKMEZ?
Soru: Askerliğe başlangıç tarihim 20 Şubat 2000, 18 ay askerlik yaptım. Sigortaya giriş tarihim ise 23 Şubat 2000. Belirtilen tarihlerde yanlışlık yoktur, o tarihlerde askerlikte yol süresi olduğu için böyle görünmekte. 2004 yılından beri düzenli ödeme ile 6950 prim ödeme günüm bulunmaktadır. Doğum tarihim Ocak 1980. Öğrenmek istediğim, askerlik borçlanması yaparak EYT kapsamına girebilir miyim? Askerlik borçlanmasıyla sigorta başlangıç tarihini öne çekebilir miyim?
Cevap: Askerliğini er ve erbaş olarak yapanlar ile yedek subay okulu öğrencileri sigortalı sayılmazlar. Fiili askerlik hizmeti silah altına alınmakla başlayıp terhis tarihinde sona erer. Ancak askerlik hizmetinden sayılan izin, hava değişimi, istirahat, birliğe sevk tarihi ile birliğe katılış tarihi arasında geçen süre veya erken terhis nedeniyle izinli sayılan sürelerde çalışılması halinde sigortalı sayılabilirler. Fakat, bu dönemlerde sigortalı sayılabilmek için de bu sürelerde çalışıldığının belgelenmesi ve SGK’ya bildirilen hizmetlerin fiili çalışmaya dayanmadığına dair aksine bir tespitin bulunmaması gerekir.
Buna göre, sevk tarihi ile birliğe katılma tarihi arasındaki sigorta girişiniz, fiili çalışmaya dayanmadığına dair aksine bir tespit yoksa geçerli sayılır. Fakat, bu durumda siz fiilen askerliğinizi sigortalı çalışmaya başladıktan sonra yapmış olursunuz. Fiilen askerlik hizmetiniz, sigorta girişinizin yapıldığı 23 Şubat 2000 tarihinde başlamış sayılır.
Askerliğini sigortalı çalışmaya başladıktan sonra yapmış olanların askerlik borçlanması sadece eksik prim günlerini tamamlamayı sağlar. Sigorta başlangıç tarihini öne çekmez.
Bu nedenle askerlik borçlanması yaparak sigorta başlangıç tarihini öne çekmeniz ve emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesinden yararlanmanız mümkün değildir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.