Cape Flora Krallığı’nın Eşsiz Ekosistemi

Cape Flora Krallığı, dünya genelinde yalnızca altı flora krallığından biri olarak bilinir ve Güney Afrika’da, Cape Town’un çevresine yayılmış durumda. Bu bölge, 9 milyon hektarlık bir alanı kaplar ve buradaki bitki örtüsü, dünyadaki diğer flora krallıklarından belirgin bir şekilde farklılık gösterir.

Güney Afrika Ulusal Biyoçeşitlilik Enstitüsü’ne göre, bu bölge 9,600’den fazla bitki türüne ev sahipliği yaparken, hektar başına düşen tür sayısı açısından da dünyanın en zengin çeşitliliğe sahip bölgesi olarak öne çıkıyor.

Endemik Türlerin Cenneti

Cape Flora Krallığı, Afrika’nın bitki örtüsünün yüzde 20’sini içeriyor ve bu bölgeye özgü 6,200’den fazla endemik bitki türü bulunuyor. Bu eşsiz türler arasında Güney Afrika’nın milli içeceği olarak bilinen rooibos çayı ve ülkenin ulusal simgelerinden biri olan kral protea yer alır. Özellikle “fynbos” adı verilen çalı türleri, bölgedeki bitki örtüsünün yüzde 70’ini oluşturur.

Yangınla Yenilenen Doğa

Genelde Akdeniz iklimi etkisinde olan Cape Flora Krallığı, birçok mikro iklimi de barındırır. Bu iklim çeşitliliği, çok sayıda endemik bitki türünün yetişmesine olanak sağlar. Ancak bu ekosistemin en dikkat çekici yönlerinden biri, yangınlara bağımlı olmasıdır.

Belirli aralıklarla çıkan büyük yangınlar, yüksek sıcaklık ve duman etkisiyle tohumların filizlenmesine olanak tanır, bu da bölgenin kendini yenilemesini sağlar.

UNESCO Dünya Mirası Statüsü

UNESCO, Cape Flora Krallığı’nın yarım milyondan büyük bir bölümünü “olağanüstü evrensel değer” olarak nitelendirerek 2004 yılında Dünya Mirası Listesi’ne dahil etti. Bu alan, biyoçeşitlilik açısından gezegenin en kritik bölgelerinden biri olarak kabul edilir. Cape Town’un ünlü doğal manzaraları, Masa Dağı, Ümit Burnu ve Kirstenbosch Botanik Bahçesi gibi yerler de bu koruma alanları arasında yer alıyor.

Cape Flora Krallığı Tehdit Altında

Ancak Cape Flora Krallığı, çeşitli tehditlerle karşı karşıya.

Cape Town’un artan nüfusu ve altyapı sorunları, istilacı bitki türlerinin yayılması ve yangın rejimindeki değişiklikler, bölgenin doğal dengeyi korumasını zorlaştırıyor. UNESCO’nun raporlarına göre bölgede 1,700’den fazla bitki türü tehdit altında ve 3,000’den fazla tür de koruma altına alınma endişesi taşıyor. .

Kaynak: AA