Gazze Mahkemesi İstanbul’da Nihai Oturumunu Gerçekleştiriyor

İstanbul’da düzenlenen Gazze Mahkemesi’nin nihai oturumunda, İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçları ve Filistinlilere karşı yasa dışı faaliyetleri ele alındı. Bu kapsamda ABD’li ve İngiliz gazeteciler, Batı medyasının konuyu nasıl manipüle ettiği ya da göz ardı ettiği konusundaki görüşlerini paylaştı. Mahkeme, özellikle Batı medyasının seçici habercilik yaparak, İsrail yanlısı bir tutum sergilediğini belirtti.

Batı Medyasının Gazze’ye Yaklaşımı Eleştiriliyor

Californialı gazeteci Lily Lynch, Batı medyasının, Gazze’de yaşananları çarpıttığını ve propaganda yoluyla suç ortağı olduğunu ifade etti.

Gazetecilerin İsrail tarafından hedef alınarak öldürülmesini şok edici bulan Lynch, medyada gazeteciliğin önemi sıkça vurgulanırken bu tür olaylara sessiz kalınmasının ironik olduğunu dile getirdi. Lynch, bu konularda gazetecilerin gerçekleri ortaya koymak için ayrıcalıklarını kullanmaları gerektiğini savundu.

Batı Medyasının Suç Ortaklığı ve Propaganda

New Yorklu gazeteci Katie Halper, Batı kurumsal medyasının soykırıma rıza gösterdiğini ve İsrail’in propagandasını tekrarladığını belirtti.

Halper, Batı medyasının, İsrail hükümetinin konuşma noktalarını neredeyse kelimesi kelimesine yayımladığını, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği belgelenmiş tecavüz ve cinsel şiddeti ise görmezden geldiğini öne sürdü. Bu durumu, antisemitizmin bir silah olarak kullanılmasına benzetti.

Gazze Mahkemesi Neden Görmezden Geliniyor?

İngiliz edebiyat profesörü Gillian Piggott, Gazze meselesinin insanlık için kritik bir konu olduğunu ancak Batı medyasının sessiz kaldığını vurguladı.

Piggott, medyanın Gazze’yi yok saymasının büyük bir problem olduğunu ifade etti ve Batı basın kuruluşlarının Gazze Mahkemesi’ne ilgi göstermemesini eleştirdi. Bağımsız medya dışında bu konuda yeterince ses çıkarılmadığını belirtti.

Gazze’nin Durumu ve Sessizlik

Gazze’de gönüllü olarak çalışan Türk cerrah Taner Kamacı, sivil altyapının tamamen tahrip edildiğini ve Filistinli doktorların yaşadığı zorlukları anlattı. Mahkemenin, 26 Ekim’de açıklayacağı nihai karar öncesinde Batı medyasının yaklaşımını değiştirmesi gerektiği belirtiliyor. İsrail hükümetinin eleştirileri antisemitizmle ilişkilendirmesinin, sorunu karmaşık hale getirdiği ve çözüm arayışlarını baltaladığı ifade ediliyor. .

Kaynak: AA