Konut Kredisi Anlaşmazlığında Anayasa Mahkemesi’nden Önemli Karar
Yıllarca Süren Hukuk Mücadelesi
C. Ş. isimli vatandaş, 2010 yılında konut finansman kredisinden doğan bir uyuşmazlık nedeniyle özel bir bankaya karşı icra takibi başlattı. Borçlu bankanın icra takibine itiraz etmesi üzerine süreç durdu ve C. Ş. , itirazın iptali için dava açtı. Mahkeme, bankanın itirazını iptal ederek C. Ş. ’ye yasal faiz oranlarıyla birlikte alacaklarının ödenmesine karar verdi. Bu kararın ardından, 2020 yılında C. Ş. 'ye toplam 119 bin 114 lira ödeme yapıldı.Enflasyon Karşısında Kaybedilen Değer
C. Ş. , aradan geçen sürede alacağının enflasyon nedeniyle değer kaybına uğradığını belirterek yeniden dava açtı ancak mahkeme bu talebi reddetti. Bunun üzerine C. Ş. , mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, mülkiyet hakkı ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.Yasal Düzenlemelerde Eksiklik
Anayasa Mahkemesi’nin kararında, alacaklının hakkını geç tahsil etmesi durumunda enflasyon karşısında yaşanan değer kaybının telafi edilemediği vurgulandı. Mevcut kanuni faiz oranlarının enflasyon oranlarının altında kaldığı ve bu nedenle alacakların gerçek değerine ulaşmasının engellendiği ifade edildi. Mahkeme, bu durumu “pilot karar” usulü ile TBMM’ye bildirilmesi ve benzer başvuruların incelenmesinin 6 ay süreyle ertelenmesi gerektiğine karar verdi.Hukuk Sistemindeki Boşluklar
Kararda mevcut yasal düzenlemelerin enflasyonun etkilerini telafi etmeye yeterli olmadığı belirtildi. Anayasa Mahkemesi, mevcut hukuk sisteminde alacaklıların enflasyon karşısında yaşadığı zararların etkili bir şekilde telafi edilemediğini tespit etti. Mahkeme, mülkiyet hakkı ile doğrudan bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini belirtti.Gelecekteki Düzenlemelere Kapı Aralandı
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, benzer durumlarla karşılaşan diğer vatandaşlar için de emsal teşkil edebilir.Mahkemenin TBMM’ye yaptığı bildirim, gelecekte bu tür uyuşmazlıkların daha etkili bir şekilde çözülmesi adına yasal düzenlemelerin gündeme getirilmesine zemin hazırlayabilir. Bu karar, enflasyonun ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini azaltacak yeni düzenlemelerin yapılmasının da önünü açabilir. .
Kaynak: AA