Kritik Mineraller Enerji Dönüşümünde Kritik Rol Üstleniyor
Kritik Minerallerin Enerji Dönüşümündeki Önemi
Enerji dönüşümünün anahtarı olan kobalt, lityum, nikel, manganez ve grafit gibi mineraller, hem enerji depolama sistemlerinde hem de yenilenebilir enerji teknolojilerinde temel bir rol üstleniyor. Bu mineraller, pil ve batarya üretiminde vazgeçilmez hammaddeler arasında yer alıyor. Ancak bu kaynakların çıkarılması, sınırlı sayıdaki ülkelere odaklanmış durumda. Örneğin, kobalt rezervlerinin %50'den fazlası Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bulunurken, grafik üretiminin %78'i Çin'de gerçekleştiriliyor. Nikel üretiminde ise Endonezya öne çıkıyor. Bu yoğunlaşma, enerji dönüşümüne bağlı talebin artmasıyla fiyatların yükselmesine sebep oluyor.Nadir Toprak Elementlerinde Çin'in Üstünlüğü
Nadir toprak elementleri de tıpkı kritik mineraller gibi belirli ülkelerde yoğunlaşmış durumda. Küresel nadir toprak elementleri rezervlerinin %40'ı ve üretimin %69'u Çin'de bulunuyor. Bu durum, Çin'i bu alanda küresel bir lider konumuna getiriyor. Geçtiğimiz yıl, kritik mineral üretiminde %5,5 artış gözlemlenirken, özellikle kobalt üretimi dikkat çekiyor. Ancak manganez ve nikel üretimindeki düşüşler, bu artışı kısmen dengeliyor.Küresel Arz Güvenliği ve Jeopolitik Riskler
Küresel pazarda kritik minerallerin üretiminin sınırlı ülkelerde yoğunlaşması, arz güvenliği açısından risk oluşturuyor. Bu durum, enerji dönüşümü gibi stratejik alanlarda rekabeti zayıflatıyor. Artan talep ve arzın sınırlı olması, fiyat dalgalanmalarına yol açarak stratejik kırılganlık yaratıyor. Çin'in bu alanda tekel oluşturması, özellikle büyük ekonomiler için jeopolitik bağımlılık riskini beraberinde getiriyor.Türkiye'nin Rolü ve Stratejik Planlamalar
Türkiye Madenciler Derneği Çevre Koordinatörü Caner Zanbak, Çin'in madencilik ve işleme alanındaki son yıllardaki ataklarına dikkat çekerek, bu durumun küresel enerji ve teknoloji ürünlerinin imalatında bağımlılık yarattığını ifade ediyor.Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, stratejik ham madde planlamalarını yaparak, yeşil enerji ve ileri teknoloji üretiminde rekabetçi konumda olabilmeleri gerektiğini vurguluyor. Türkiye'nin jeolojik kaynak zenginliğinin, ekonomik kalkınma ve ham madde temin eylem planlarıyla desteklenmesi gerektiğini belirtiyor.
Stratejik Ortaklıklar ve Gelecek Öngörüleri
Büyük ekonomiler, kritik minerallere erişimi güvence altına almak için stratejik ortaklıklar kurmaya yöneliyor. Ham madde stoklamanın yanı sıra, Türkiye gibi ülkelerin de imalat sanayisinin ihtiyaçlarını karşılayacak tedarik stratejileri geliştirmesi gerekiyor. Zanbak, önümüzdeki 3-5 yıl içinde ham madde tedarik zorluklarının ticaret savaşlarına yol açabileceği tahmininde bulunuyor. Bu sebeple, küresel rekabet içinde yer almak isteyen ülkelerin kaynak güvenliği stratejilerini hızla uygulamaya koyması gerektiğini belirtiyor. .Kaynak: AA