Göçerler, Yüksek Rakımlı Yaylalardan Iğdır’a Dönüyor

Bahar ve yaz dönemlerini yüksek rakımlarda geçiren göçerler, sonbaharın gelişiyle birlikte soğuyan havalarla mücadele ederek Iğdır’a dönüş yolculuğuna başladı. Yaklaşık 3 bin rakımlı yaylalardaki yaşam, hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte yerini zorlu bir yolculuğa bıraktı. Binlerce hayvanlarını yanlarına alarak yollara düşen göçerler, Artvin ve Ardahan illeri arasından geçerek Iğdır’a doğru yola koyuldu. Bu süreçte göçerler, sürülerini koruma sorumluluğuyla beraber doğa koşullarının ve yaban hayvanlarının tehlikelerine karşı da tetikte.

Zorlu Yolda Çoban Köpekleri En Büyük Destek

Göçerlerin dönüş yolculuğunun en büyük yardımcıları olan çoban köpekleri, hem göçerlerin hem de sürülerin korunmasında kritik bir rol oynuyor. Hayvancılıkla geçimlerini sağlayan göçerler, sürüleriyle birlikte her gün kilometrelerce yol kat ederek yolculuklarını sürdürüyorlar.

Kasım ayının ortalarına gelinmesiyle Kars gibi bölgelerde sıcaklıkların eksi derecelere düşmesi ve erken yağan kar, göçerlerin işlerini daha da zorlaştırıyor.

Bu zorlu yolculuk 15-20 gün kadar sürebiliyor ve göçerler bu süreçte sadece soğukla değil, aynı zamanda yaban hayvanlarının, özellikle kurtların tehditleriyle de mücadele ediyor.

Göçerlerin Sürülerini Koruma Mücadelesi

Zorlu yolculuklarında göçerler, sadece soğuk hava koşullarıyla değil, aynı zamanda sürülerini yaban hayvanlarından korumak için de büyük bir mücadele veriyorlar. Göçerler, sürülerini saldırılardan korumak için yanlarında çoban köpekleri bulunduruyorlar. Çoban köpekleri, sürülerin güvenliğini sağlamada önemli bir görev üstleniyor.

Göçerlerin amacı, bu çetin yolculuğu tamamlayarak Iğdır’daki kışlaklarına güvenli bir şekilde ulaşmak.

Kültürel ve Doğal Yaşamın Ayrılmaz Parçası

Göçerler ve sürülerinin kilometrelerce süren bu uzun yolculuğu, bölgenin kültürel ve doğal yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak kabul ediliyor. Binlerce küçükbaş hayvanın arazilere yayılması, doğanın bir parçası olan bu yaşam tarzını gözler önüne seriyor.

Emrah Kıydın gibi göçebe çobanlar, baharda Ağrı Dağı’na çıkıyor ve yaz sezonunu çeşitli bölgelerde geçirdikten sonra kış yaklaşırken Iğdır’a dönüş yapıyorlar. Iğdır’a varıldığında her göçer, kendi sürüsünü güvenli bir şekilde kışlamak üzere sorumluluğu altına alıyor. Göçerlerin bu yaşam tarzı, hem doğal hem de kültürel bir seyir sunuyor. .

Kaynak: IHA

Göçerler, Yüksek Rakımlı Yaylalardan Iğdır’a Dönüyor

Bahar ve yaz dönemlerini yüksek rakımlarda geçiren göçerler, sonbaharın gelişiyle birlikte soğuyan havalarla mücadele ederek Iğdır’a dönüş yolculuğuna başladı. Yaklaşık 3 bin rakımlı yaylalardaki yaşam, hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte yerini zorlu bir yolculuğa bıraktı. Binlerce hayvanlarını yanlarına alarak yollara düşen göçerler, Artvin ve Ardahan illeri arasından geçerek Iğdır’a doğru yola koyuldu. Bu süreçte göçerler, sürülerini koruma sorumluluğuyla beraber doğa koşullarının ve yaban hayvanlarının tehlikelerine karşı da tetikte.

Zorlu Yolda Çoban Köpekleri En Büyük Destek

Göçerlerin dönüş yolculuğunun en büyük yardımcıları olan çoban köpekleri, hem göçerlerin hem de sürülerin korunmasında kritik bir rol oynuyor. Hayvancılıkla geçimlerini sağlayan göçerler, sürüleriyle birlikte her gün kilometrelerce yol kat ederek yolculuklarını sürdürüyorlar.

Kasım ayının ortalarına gelinmesiyle Kars gibi bölgelerde sıcaklıkların eksi derecelere düşmesi ve erken yağan kar, göçerlerin işlerini daha da zorlaştırıyor.

Bu zorlu yolculuk 15-20 gün kadar sürebiliyor ve göçerler bu süreçte sadece soğukla değil, aynı zamanda yaban hayvanlarının, özellikle kurtların tehditleriyle de mücadele ediyor.

Göçerlerin Sürülerini Koruma Mücadelesi

Zorlu yolculuklarında göçerler, sadece soğuk hava koşullarıyla değil, aynı zamanda sürülerini yaban hayvanlarından korumak için de büyük bir mücadele veriyorlar. Göçerler, sürülerini saldırılardan korumak için yanlarında çoban köpekleri bulunduruyorlar. Çoban köpekleri, sürülerin güvenliğini sağlamada önemli bir görev üstleniyor.

Göçerlerin amacı, bu çetin yolculuğu tamamlayarak Iğdır’daki kışlaklarına güvenli bir şekilde ulaşmak.

Kültürel ve Doğal Yaşamın Ayrılmaz Parçası

Göçerler ve sürülerinin kilometrelerce süren bu uzun yolculuğu, bölgenin kültürel ve doğal yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak kabul ediliyor. Binlerce küçükbaş hayvanın arazilere yayılması, doğanın bir parçası olan bu yaşam tarzını gözler önüne seriyor.

Emrah Kıydın gibi göçebe çobanlar, baharda Ağrı Dağı’na çıkıyor ve yaz sezonunu çeşitli bölgelerde geçirdikten sonra kış yaklaşırken Iğdır’a dönüş yapıyorlar. Iğdır’a varıldığında her göçer, kendi sürüsünü güvenli bir şekilde kışlamak üzere sorumluluğu altına alıyor. Göçerlerin bu yaşam tarzı, hem doğal hem de kültürel bir seyir sunuyor. .

Kaynak: IHA