Sosyal Medya Bağımlılığı ve Dijital Detoksun Önemi

Dijital Çağın Yeni Salgını: Telefon ve Sosyal Medya Bağımlılığı

Günümüzde özellikle genç nesil arasında yaygınlaşan telefon ve sosyal medya bağımlılığı, uzmanlar tarafından modern dünyanın yeni bir salgını olarak değerlendiriliyor. Saatlerce süren ekran süreleri, dikkat dağınıklığı ve kronik stres gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Sürekli bildirim akışının olduğu iş kollarında çalışanlar ve sosyal medya kullanıcıları bu durumdan en çok etkilenen kişiler arasında.

Dijital dünyadan belirli aralıklarla uzaklaşmak, bildirimleri kapatmak ve etkin bir dijital detoks uygulamak bu sorunların önlenmesinde önemli bir adım olarak görülüyor.

Dikkat Dağınıklığını Önlemek İçin Dijital Detoksun Önemi

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, dijital bağımlılığın özellikle gençler üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirtiyor. Modern yaşamın sunduğu sürekli uyarılma hali, beynin dinlenme ve yenilenme döngüsünü bozuyor. Artan ekran süresiyle, dikkat dağınıklığı, uyku bozuklukları ve karar yorgunluğu gibi rahatsızlıklar hızla artıyor.

Eryılmaz, bireylerin dikkatlerinin adeta bir ekonomik güç haline geldiğini, bu yüzden beyin sağlığını korumak adına dijital detoksun önemini vurguluyor.

İş Hayatı ve Dijitalleşmenin Olumsuz Etkileri

Prof. Dr. Eryılmaz, iş yaşamının dijitalleşmesiyle birlikte sürekli çevrimiçi olma zorunluluğunun bireyler üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Mesai saatlerinin düzensizliği, sürekli bağlantıda olmanın getirdiği yıpratıcı etkilerden biri. Beynin zamanı algılaması ve verimli çalışması için dijital teknoloji ve iş yaşamı arasında net sınırlar koymak gerekiyor. Bireylerin kendilerine sessiz ve teknolojiden uzak zamanlar ayırarak, iş hayatı ve gündelik hayat arasında denge kurmaları öneriliyor.

Karar Yorgunluğu ve Dikkat Ekonomisi

Dijital bağımlılığın bir diğer önemli etkisi olarak karar yorgunluğu gösteriliyor. Özellikle sosyal medya uygulamalarının bireylerin dikkatini çelmesi, duygu düzenleme ve hafıza gibi beyin işlevlerini olumsuz etkiliyor.

Eryılmaz, bireylerin dikkatlerinin satın alınabildiği bir çağda yaşadığımızı, bu yüzden dikkat ekonomisinin gelecekte daha fazla önem kazanacağını ifade ediyor.

İşverenlerin ve şirketlerin bu konuda bilimsel verileri dikkate alarak çalışanların beyin sağlığını korumaya yönelik stratejiler geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.

Dijital Bağımlılıkla Mücadelede Sosyal Bağların Gücü
Dijital bağımlılıkla mücadele etmek için sosyal bağların güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Eryılmaz, bireylerin hobiler edinmelerini, evcil hayvanlar gibi hayata bağlayan unsurlar bulmalarını öneriyor.

Sağlıklı bir uyku düzeni, offline zamanlar yaratılması ve sevgi dolu sosyal ilişkiler kurulması, dijital bağımlılığın etkilerini azaltmada etkili oluyor. İnsanların uyandıkları kadar uyuyabilmeleri için de düzenli alarmlar kurmaları ve dış kontrollerle yaşamlarını zenginleştirmeleri tavsiye ediliyor. .

Kaynak: AA

Sosyal Medya Bağımlılığı ve Dijital Detoksun Önemi

Dijital Çağın Yeni Salgını: Telefon ve Sosyal Medya Bağımlılığı

Günümüzde özellikle genç nesil arasında yaygınlaşan telefon ve sosyal medya bağımlılığı, uzmanlar tarafından modern dünyanın yeni bir salgını olarak değerlendiriliyor. Saatlerce süren ekran süreleri, dikkat dağınıklığı ve kronik stres gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Sürekli bildirim akışının olduğu iş kollarında çalışanlar ve sosyal medya kullanıcıları bu durumdan en çok etkilenen kişiler arasında.

Dijital dünyadan belirli aralıklarla uzaklaşmak, bildirimleri kapatmak ve etkin bir dijital detoks uygulamak bu sorunların önlenmesinde önemli bir adım olarak görülüyor.

Dikkat Dağınıklığını Önlemek İçin Dijital Detoksun Önemi

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, dijital bağımlılığın özellikle gençler üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirtiyor. Modern yaşamın sunduğu sürekli uyarılma hali, beynin dinlenme ve yenilenme döngüsünü bozuyor. Artan ekran süresiyle, dikkat dağınıklığı, uyku bozuklukları ve karar yorgunluğu gibi rahatsızlıklar hızla artıyor.

Eryılmaz, bireylerin dikkatlerinin adeta bir ekonomik güç haline geldiğini, bu yüzden beyin sağlığını korumak adına dijital detoksun önemini vurguluyor.

İş Hayatı ve Dijitalleşmenin Olumsuz Etkileri

Prof. Dr. Eryılmaz, iş yaşamının dijitalleşmesiyle birlikte sürekli çevrimiçi olma zorunluluğunun bireyler üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Mesai saatlerinin düzensizliği, sürekli bağlantıda olmanın getirdiği yıpratıcı etkilerden biri. Beynin zamanı algılaması ve verimli çalışması için dijital teknoloji ve iş yaşamı arasında net sınırlar koymak gerekiyor. Bireylerin kendilerine sessiz ve teknolojiden uzak zamanlar ayırarak, iş hayatı ve gündelik hayat arasında denge kurmaları öneriliyor.

Karar Yorgunluğu ve Dikkat Ekonomisi

Dijital bağımlılığın bir diğer önemli etkisi olarak karar yorgunluğu gösteriliyor. Özellikle sosyal medya uygulamalarının bireylerin dikkatini çelmesi, duygu düzenleme ve hafıza gibi beyin işlevlerini olumsuz etkiliyor.

Eryılmaz, bireylerin dikkatlerinin satın alınabildiği bir çağda yaşadığımızı, bu yüzden dikkat ekonomisinin gelecekte daha fazla önem kazanacağını ifade ediyor.

İşverenlerin ve şirketlerin bu konuda bilimsel verileri dikkate alarak çalışanların beyin sağlığını korumaya yönelik stratejiler geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.

Dijital Bağımlılıkla Mücadelede Sosyal Bağların Gücü
Dijital bağımlılıkla mücadele etmek için sosyal bağların güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Eryılmaz, bireylerin hobiler edinmelerini, evcil hayvanlar gibi hayata bağlayan unsurlar bulmalarını öneriyor.

Sağlıklı bir uyku düzeni, offline zamanlar yaratılması ve sevgi dolu sosyal ilişkiler kurulması, dijital bağımlılığın etkilerini azaltmada etkili oluyor. İnsanların uyandıkları kadar uyuyabilmeleri için de düzenli alarmlar kurmaları ve dış kontrollerle yaşamlarını zenginleştirmeleri tavsiye ediliyor. .

Kaynak: AA