Beyrut Limanı Patlaması: Ulusal Acımız

Beyrut Limanı’ndaki patlama, Lübnan’da derin yaralar açmaya devam ediyor.

Başbakan Selam, bu trajedinin ulusal hafızada derin bir iz bıraktığını belirterek, olayın yalnızca kayıpların yakınlarını değil, tüm ülkeyi derinden sarstığını ifade etti.

4 Ağustos 2020’de meydana gelen bu patlama, 235’ten fazla kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açarak, Lübnan’ın son dönemlerdeki en büyük felaketlerinden biri olarak öne çıktı. Ayrıca 300 bin kişi de yerlerinden oldu.

Adalet Talebi: Ulusal Bir Görev

Başbakan Selam, Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili adalet arayışının özel bir talep değil, ulusal bir yükümlülük olduğunu ifade etti.

Patlamadan etkilenenlerin yaralarının henüz kapanmadığını vurgulayan Selam, adaletin henüz sağlanmamış olmasının, bu trajediye olan öfkeyi diri tuttuğunu ve hesap sorulmasının geciktiğini belirtti. Adaletin olmaması durumunda devletin anlamını yitirdiğini söyleyen Selam, güçlü bir hukuk devleti için hesap verebilirliğin şart olduğunu ifade etti.

Hukukun ve Yargının Rolü

Selam, hukuk ve yargının devlet yapısının temellerini oluşturduğunu vurgulayarak, bu alanlardaki eksikliklerin devletin egemenliğini zedelediğinin altını çizdi. Başbakan, hesap sorulmadığı sürece, reform ve hukuk devleti kavramlarının anlamını yitirdiğini dile getirdi.

Lübnan’ı güçlü ve egemen bir hukuk devleti olarak yeniden inşa etmeye kararlı olduklarını belirten Selam, İsrail işgaline de son vermek istediklerini söyledi.

Lübnan Yargısında Son Durum

Lübnan’daki yargı sistemi, Beyrut Limanı patlaması sonrası eleştiri oklarının hedefi olmuş durumda. Dönemin Lübnan Temyiz Mahkemesi Başsavcısı Gassan Uvaydat, 2023 başında patlamayla ilgili tüm tutukluların serbest bırakılması kararını almıştı.

Bu karar, adaletin tesis edilmediği eleştirilerini körüklerken, olayla ilgili uluslararası yargı organlarının ve insan hakları kuruluşlarının bu konuda baskılarının arttığı gözlemleniyor.

Uluslararası Tepkiler ve Sonuçlar

Liman patlamasına dair uluslararası alanda da gelişmeler yaşandı. İngiltere Yüksek Adalet Divanı, Londra merkezli bir şirketin olaydan sorumlu olduğunu belirterek mağdurlara tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak Uluslararası Af Örgütü, Ağustos 2023’te hala bir suçlunun bulunmadığını belirtti. Bu durum, uluslararası alanda da Lübnan’ın adalet sistemine yönelik eleştirilerin artmasına yol açtı. .

Kaynak: AA