ABD Başkanı Donald Trump, ulusa seslendiği konuşmada ikinci başkanlık dönemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Trump, Biden döneminde kötüleşen ekonomik durumun yönetimi altında düzeldiğini ve Amerikalıların hayatını daha uygun hale getirdiklerini belirtti. Başkan, enflasyonun düştüğünü, maaşların yükseldiğini ve ülkenin ekonomik olarak toparlandığını ifade etti. Ayrıca Trump, ülkenin saygınlığını geri kazandığını ve ekonomik büyümenin eşiğinde olduğunu iddia ederek kendi yönetiminin başarılarının altını çizdi.
Vergi İndirimleri ve Yatırımlar
Trump konuşmasında, yönetimi dönemindeki vergi indirimlerinden ve özel sektördeki istihdam artışlarından da bahsetti. Yatırım düzeyinde rekor seviyelere ulaşıldığını ve bunun büyük ölçüde uygulanan gümrük tarifeleri sayesinde gerçekleştiğini dile getirdi. ABD ekonomisine sağlanan 18 trilyon dolarlık yatırımın ardından gelecek sene tarihin en büyük vergi iadesi döneminin yaşanacağını aktardı. Başkan, bu başarıların tarifeler sayesinde elde edildiğini vurguladı.
Askeri Personel İçin Özel İkramiye
Trump’ın konuşmasında öne çıkan bir diğer başlık, ABD ordusundaki 1,4 milyon askeri personele gönderilecek Noel ikramiyeleriydi. Başkan, ülkenin kuruluş yılına atıfta bulunarak, her askere 1776 dolarlık çek göndereceklerini açıkladı. Bu jestin, askerlere verilen değerin bir göstergesi olduğunu ve yönetimi altında ordunun moralinin yükseldiğini belirtti.
Sınır Güvenliği ve Göçmen Politikaları
Trump, sınır güvenliğine verdiği önemi tekrar vurguladı. Biden yönetimi döneminde sınırların güvensiz hale geldiğini iddia eden Trump, kendi döneminde yasadışı göçün sıfıra indirildiğini belirtti. Güney sınırında alınan hızlı eylemlerle, yasadışı göçmenlerin girişinin engellendiğini söyledi. Ayrıca, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede kaydedilen başarılardan bahsetti.
Dış Politikada Başarılar
Trump, Gazze ve İran konularına kısaca değinerek, yönetiminin Ortadoğu’da barış getirdiğini savundu. Gazze’deki çatışmanın sona erdirilmesi ve İran’ın nükleer tehdidinin ortadan kaldırılması konularında elde edilen başarıları dile getirdi. Başkan, bölgeye barış getirmenin yanı sıra esir değişim anlaşmalarıyla da önemli adımlar attıklarını vurguladı. .
Venezuela Silahlı Kuvvetleri Kararlılığını Koruyor
Venezuela’nın üst düzey yetkililerinden Lopez, devlet televizyonu VTV’de yaptığı açıklamada, Venezuela’nın hava sahası ve denizlerdeki haklarını koruyacaklarını belirtti.
Lopez, ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’ya yönelik sözlerine tepki göstererek, ülkesinin egemenliğini provokasyona kapılmadan savunacaklarını ifade etti. Lopez, ülkesinin sınırlarını ne pahasına olursa olsun koruyacaklarını belirtti.
Trump’ın Venezuela Petrolüne Yönelik Yaptırımları
Lopez, ABD’nin Venezuela’ya ait petrol tankerlerini engelleme girişimlerinin Birleşmiş Milletler Şartı’nı ihlal ettiğini vurguladı. Bu durumu uluslararası bir saldırı olarak niteleyen Lopez, tüm dünyayı bu durumu ciddiyetle ele almaya davet etti. Bu tür savaşçı tutumların yalnızca Venezuela’yı değil, tüm Latin Amerika ve Karayipler bölgesini etkilediğini belirtti.
Enerji İlişkilerinde Bağımsızlık Vurgusu
Venezuela Devlet Başkan Yardımcısı Delcy Rodriguez, sosyal medya aracılığıyla yaptığı açıklamada, Venezuela’nın petrol kaynaklarının yabancı güçlere bedava ya da çalınmış olarak verilmeyeceğini belirtti.
Rodriguez, enerji politikalarında bağımsızlıklarını sürdüreceklerini ve Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile birlikte ülkenin savunmasında kararlı olduklarını ifade etti.
ABD’nin Yaptırımları ve Venezuela’nın Tepkisi
ABD Başkanı Trump, yaptırımlara tabi tutulmaları için Venezuela kaynaklı petrol tankerlerinin bloke edilmesi talimatını vermişti. Venezuela, bu durumu “korsanlık” olarak nitelendirip Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine resmi bir şikayet mektubu göndererek tepkisini sert bir şekilde dile getirdi. Venezuela’nın bu adımı, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. .
Maduro, Guterres’i Venezuela’ya Yönelik Tehditler Hakkında Bilgilendirdi
Venezuela hükümeti tarafından yapılan açıklamaya göre, Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı görüşmede, ülkesine yönelik tehditlerin ulaştığı ciddiyet seviyesini detaylı bir şekilde aktardı. Maduro, bu tehditlerin sadece Venezuela için değil, tüm bölgesel barış için tehlike arz ettiğini belirtti. Görüşmede, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamaların kınandığı vurgulandı. Maduro, Venezuela’nın doğal zenginliklerinin sadece kendi ülkelerine ait olduğunu açık bir şekilde ifade etti.
Trump’ın Açıklamaları Uluslararası Hukuka Aykırı
Maduro, Trump’ın beyanlarının Birleşmiş Milletler sistemi tarafından kesin bir dille reddedilmesi gerektiğini vurguladı. Venezuela’nın egemenliğini hedef alan bu açıklamaların uluslararası hukuka doğrudan bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi.
Maduro, ülkesine yönelik süregelen siyasi, diplomatik ve ekonomik baskının modern bir korsanlık niteliği taşıdığını ve bu uygulamaların kabul edilemez olduğunu belirtti.
Bu bağlamda, Venezuela’ya ait petrol taşıyan bir gemiye yönelik saldırının “barbarlık diplomasisinin” bir parçası olarak değerlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
Guterres: “Barışçıl Çözüm Öncelikli Olmalı”
Görüşmede, BM Genel Sekreteri Guterres, uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın ilkelerine bağlılığını bir kez daha teyit etti. Guterres, bölgedeki gerilimin tırmanmasının, Latin Amerika ve Karayipler’in barış ve istikrarı üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Aynı zamanda durumu yakından takip edeceğini ve BM Güvenlik Konseyi çerçevesinde gelişmeleri izleyerek, her zaman gerilimin azaltılmasını, diyaloğun sürdürülmesini ve anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini öncelik olarak alacağını belirtti.
Venezuela’ya Yönelik Ekonomik ve Diploması Baskılar
Açıklamada, Maduro’nun ülkesi üzerinde artan siyasi, diplomatik ve ekonomik kuşatmanın altını çizdiği belirtildi.
Venezuela’nın petrol ticaretine müdahale edilmesini, modern korsanlık eylemleri olarak nitelendiren Maduro, bu tür hamlelerin uluslararası hukukla bağdaşmadığını söyledi. Guterres’in ise bu konularda diplomatik yollarla çözüm aranması gerektiğini vurguladığı kaydedildi.
Gerilimin Düşürülmesi İçin Diyalog Şart
Maduro, görüşme sırasında uluslararası topluma, Venezuela’ya yönelik tüm tehditlerin ve dış müdahalelerin sonlandırılması çağrısında bulundu. BM’nin bu süreçte aktif rol almasının ve gerilimin düşürülmesi için diyalog platformlarını devreye sokmasının önemini belirtti.
Guterres, her türlü çatışmanın önlenmesi gerektiğini vurgulayarak, Latin Amerika’nın bir barış bölgesi olarak kalması için azami çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. .
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında önemli gelişmeler yaşanıyor.
Uyuşturucu madde temini, kullanımını kolaylaştırma ve kullanma gibi suçlamalarla yürütülen bu soruşturmada, adli makamlar soruşturmaya hız kazandırmış durumda. Bu kapsamda, gelinen süreçte iki önemli isim olan Kasım Garipoğlu ve Burak Ateş için yakalama kararı çıkarıldığı bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı.
Aranan İsimler ve Suçlamalar
Soruşturma çerçevesinde adı geçen Kasım Garipoğlu ve Burak Ateş, uyuşturucu ile bağlantılı suçlardan aranırken, haklarındaki suçlamalar oldukça ciddi duruyor. İddialar arasında uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucunun kullanımını kolaylaştırma gibi ağır suçlar yer alıyor. Bu suçlamalar, Türkiye’de uyuşturucu ile mücadelede önemli bir yer tutuyor ve yetkililerin bu tür konularda kararlı adımlar atmasını gerektiriyor.
Yetkililerin Kararlılığı
Yetkililer, uyuşturucu suçlarıyla etkili bir şekilde mücadele etmek amacıyla kapsamlı bir yaklaşım benimsiyor.
Bu tür suçların toplum üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen savcılar ve kolluk kuvvetleri, yürüttükleri soruşturmaları titizlikle sürdürüyor. İstanbul’da gerçekleşen bu operasyonlar, kamu düzeninin sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kamuoyunun Bilgilendirilmesi
Yapılan açıklamalarla kamuoyuyla paylaşılan bu yakalama kararı, toplumda farkındalığın artırılması açısından önem taşıyor. Uyuşturucu ile mücadelede etkin yöntemlerin önemine vurgu yapan uzmanlar, toplumun bu konuda bilinçlenmesinin gerekliliğini sık sık dile getiriyor. Özellikle gençlerin uyuşturucudan uzak tutulması için böyle operasyonların caydırıcı etkisi olacağı düşünülüyor.
Toplum Üzerindeki Etkiler
Bu tür adli süreçler, toplumun genelinde adaletin sağlandığına dair bir güven oluşturur ve suçluların yakalanarak adalet önüne çıkarılması toplumun yasaların caydırıcılığına olan inancını pekiştirir.
Uyuşturucu madde temini ve kullanımını içeren suçlarla daha etkin mücadele edilmesi, toplumun huzur ve güvenliğini sağlamada kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, yürütülen soruşturmaların ve sonuçlarının şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması, toplumsal bilincin artmasına katkı sağlayacaktır. .
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Dubai merkezli Suudi Arabistan kanalı El-Arabiya’ya yaptığı açıklamada, İsrail ve Suriye arasında olası bir “güvenlik düzenlemesinin” her iki ülke için de yararlı olabileceğini ifade etti. Saar, İsrail’in Suriye’de toprak hedeflerinin olmadığını belirtirken, daha fazla toprak alma niyetleri olsaydı bunu gerçekleştirebileceklerini söyledi. Bu bağlamda, İsrail’in askeri eylemlerinin ana hedefinin sınır ötesinden gelen tehditleri önlemek olduğunu iddia etti.
Golan Tepeleri’nde Gerginlik Artıyor
İsrail ordusu, Suriye topraklarındaki varlığını gerekçelendirirken, Golan Tepeleri civarında işgal alanını genişletti. İsrail ordusu, Suriye’nin başkenti Şam’a yaklaşık 25 kilometre mesafeye kadar ilerleyerek, bölgedeki askeri varlığını artırdı.
Bu adımlarını, Suriye’den gelebilecek saldırılar için bir hazırlık platformu oluşturulmasını engelleme amacıyla savunan Saar, İsrail’in bölgedeki askeri etkinliğini meşru bir müdafaa hakkı olarak nitelendirdi.
Lübnan ile Normalleşme Çabaları
Bakan Saar, İsrail’in Lübnan ile ilişkileri normalleştirmek istediğini belirtirken, bu sürecin Hizbullah’ın etkisinin ortadan kaldırılması şartına bağlı olduğunu savundu.
Lübnan ile olan sorunlarının çözülebilir olduğunu ileri süren Saar, İsrail’in sık sık Lübnan topraklarına saldırmasına rağmen bu ülkenin egemenliğini ihlal etmediklerini iddia etti. Lübnan ile olan bu süreçte, bölgesel barış ve istikrarın önemine dikkat çekti.
Gazze’deki Ateşkes ve Gelecek Beklentileri
Saar, İsrail’in Gazze Şeridi’nde geçen iki yıl boyunca yürüttüğü askeri operasyonlara da değinerek, mevcut ateşkesin sürdürülmesi temennisinde bulundu. Ancak, Hamas’ın askeri varlığının kalıcı bir barış çözümüne engel teşkil ettiğini belirtti.
İsrail’in, Gazze’deki barış sürecinin ilerlemesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Saar, bölgede kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için diyalog ve müzakere gerekliliğinin altını çizdi. .
02:00
News
