Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyokültürel Dayanıklılık Çalıştayı Başladı

Boğaziçi Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü, İstanbul Aile Vakfı tarafından organize edilen önemli bir çalıştaya ev sahipliği yaptı. Etkinlik, İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Üner Karabıyık’ın açılış konuşmasıyla başladı.

Karabıyık, Türkiye’nin sosyokültürel yapısını korumanın sadece nüfus istatistiklerini iyileştirmekten geçmediğini, aynı zamanda toplumsal bilinç ve kültürel dokunun da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Boğaziçi Üniversitesi’nin dönüşüm sürecindeki rolüne dikkat çekerek, geçmişte misyoner okullarıyla ilişkilendirilen bu eğitim kurumunun, şu an milli değerler ve kültürel köklerle yeniden şekillendiğini ifade etti.

Dijitalleşme ve Toplumsal Dayanıklılık

Karabıyık, dünyanın görünmez ancak kapsamlı bir dönüşümden geçtiğine dikkat çekti. Ekonomik, askeri ve teknolojik zorlukların yanı sıra kültürel fay hatlarının da toplumlar üzerinde ciddi etkiler yarattığını belirtti.

Günümüzde toplumsal olayların sosyokültürel risklerle tetiklendiğine değinen Karabıyık, bu risklerin artık zihin işgali yoluyla toplumsal dayanıklılığı aşındırdığını dile getirdi. Geleneksel yöntemlerle açıklanamayan bu risklerin, bilimde yeni kavramlarla anlaşılabileceğini belirtti: Perkolasyon ve entropi.

Perkolasyon ve Entropi Kavramları

Karabıyık, perkolasyon kavramının toplumda nasıl işlediğine dikkat çekti.

Fizikte bir sıvının gözenekli bir maddeden sızması olarak tanımlanan bu süreç, toplumlarda ise küçük sızıntılarla sosyal yapıların içten çökmesine yol açıyor. Müstehcenlik, kimlik karmaşası ve ekran bağımlılığı gibi unsurlar sosyokültürel perkolasyonun parçaları olarak değerlendiriliyor. Entropi ise toplumsal değerlerin kaybolması ve iletişim bağlarının kopması gibi etkilerle tanımlanıyor. Toplumdaki entropi seviyesi arttığında, ortak değerler erozyona uğruyor ve toplumsal huzur bozuluyor.

Ailenin Toplumdaki Önemi ve Çözüm Önerileri

Aile yapısının toplum için ne denli kritik olduğunu vurgulayan Karabıyık, toplumun yüzde 94’ünün aileyi bir çözüm merkezi olarak gördüğünü belirtti. İstanbul Aile Vakfı’nın stratejik eylem planlarıyla aile kurumunu korumak ve güçlendirmek için çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.

Çalıştayda, “Sosyokültürel Riskler, Dijitalleşme ve Haz Kültürü” konuları masaya yatırılarak, dijital içeriklerin yönetilmesi ve aile dostu içerik denetimlerinin gerekliliği tartışıldı.

Çalıştay Sonuç Raporu ve Gelecek Projeler

Çalıştay kapsamında elde edilen sonuç raporu Prof. Dr. Turgay Şirin tarafından sunuldu. Raporda, sosyokültürel riskler ve dijital tehditlerin analiz edilmesi, politika ve çözüm önerileri üretilmesi gerektiği belirtildi.

Toplumsal cinsiyet tartışmaları, medya ve şiddet unsurlarını içeren oturumlar neticesinde, aile yapısını tehdit eden unsurlar ve çözüm yolları değerlendirildi.

Aileyi korumanın milli güvenlik açısından kritik olduğu vurgulandı ve uluslararası düzeyde ‘Sürdürülebilir Ailenin Korunması’ hedefiyle bir Uluslararası Aile Ajansı kurulması önerildi. .

Kaynak: AA