BYD’nin Manisa Tesisi İçin Yeniden Başlayan Hareketlilik

Çinli otomotiv devi BYD’nin, Manisa’da kurmayı planladığı elektrikli ve hibrit araç üretim tesisi uzun süre sessizliğe bürünmüştü. Ancak, yakın zamanda fabrika sahasında iş makineleri tekrar faaliyete geçti. Şubat ayında büyük bir hızla ilerleyen şantiyede, haziran ayında yaşanan duraksamanın ardından, proje revizyonları sonrası çalışmalar yeniden başladı. Manisa’da kurulacak bu tesisin, BYD’nin Türkiye’ye yönelik 1 milyar dolarlık yatırımının önemli bir parçası olduğu belirtiliyor.

Üretim Kapasitesinin Geleceğe Yönelik Hedefleri

Manisa’daki üretim tesisinin 2026 sonunda faaliyete geçmesi ve yıllık 150 bin araç üretim kapasitesine ulaşması planlanıyor. Ayrıca, 2027 yılı itibarıyla bu kapasitenin aşılması hedefleniyor. 2028 yılında ise üretim miktarının daha da artırılması bekleniyor. BYD, bu yeni tesisin, Macaristan’daki üretim hattından daha yüksek kapasiteli olacağını öngörüyor. Bu öngörü, Türkiye’nin otomotiv sanayisi için de önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Türkiye Otomotiv Sanayisine Katkı ve İstihdam İvmesi

Manisa’daki fabrikanın, Türkiye’nin otomotiv sanayisine önemli katkılar sunmasının yanı sıra, bölge halkı için de ciddi bir istihdam imkanı yaratması bekleniyor.

İşletme kapasitesinin artırılması ve yerel ekonomiye katkı sağlaması amacıyla yapılan bu yatırım, aynı zamanda Türkiye’nin elektrikli ve hibrit araç üretim kapasitesini de güçlendirecek. Bölgedeki iş gücüne yeni fırsatlar sunacak olan tesis, bu alanda Türkiye’nin önemli bir oyuncu haline gelmesine yardımcı olabilir.

Proje Revizyonları ve Teknik Güncellemeler

Yetkililer, Manisa’daki üretim alanında yapılan teknik revizyonların ardından projenin yeniden hız kazandığını belirtti. Fabrika sahasında yapılan bu yenilikler, tesisin daha modern ve verimli bir yapıya kavuşmasını amaçlıyor.

Proje değişikliklerinin ardından iş makinelerinin yeniden faaliyet göstermeye başlaması, tesisin planlanan takvim doğrultusunda ilerlemesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu, Türkiye’nin otomotivdeki rekabet gücünü artırmasına da olanak sağlayacak. .

Kaynak: IHA