Türk Deri Sektörü 2026 İçin Hedef Büyütüyor

Türk deri sektörü, önümüzdeki yıllarda önemli fırsatları değerlendirmeyi hedefliyor. Türkiye Deri Konfeksiyoncular Derneği Başkanı Cengiz Sarıgül, 2025 yılının ilk on ayında yüzde 24’lük bir ihracat artışı yakaladıklarını belirtti. Sektör, 2026 yılında da benzer bir yükseliş bekliyor. Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi durumunda, Türkiye’nin hem mevcut hem de yeni pazarlara daha güçlü bir şekilde girebileceği öngörülüyor. Sarıgül, özellikle Avrupa ve Amerika pazarlarına yönelik stratejilerin önemli olduğunu vurguladı.

Yeni Pazarlara Yönelim ve Fuarların Önemi

Deri sektörü, Aralık ayında gerçekleşecek olan ve dünya deri modasına yön veren fuarla, yeni iş fırsatları yaratmayı hedefliyor.

Cengiz Sarıgül, bu etkinlikte 18 farklı ülkeden bine yakın satın almacının katılım göstereceğini ve bu fuarın toplam deri ihracatının yüzde 50’sini oluşturduğunu ifade etti. Türk üreticilerinin küresel belirsizliklere rağmen bu tür organizasyonlarla yeni fırsatlar elde edebileceğine inanıyor. Sarıgül, Türk firmalarının bu fuarda modern ve yenilikçi koleksiyonlarını sergileyerek uluslararası alanda dikkat çekmeyi amaçladıklarını söyledi.

Rusya-Ukrayna Savaşı ve Geleneksel Pazarların Daralması

Rusya-Ukrayna savaşı, Türk deri sektörünün geleneksel pazarlarını daraltsa da, ABD ve Avrupa pazarlarına yönelerek bu durum telafi edilmeye çalışıldı. Sarıgül, Türk deri firmalarının yüksek kaliteli ve moda belirleyen koleksiyonlara odaklandığını belirtti. Türk deri sektörü, üretim kalitesi ve tasarım gücüyle öne çıkarak küresel moda sahnesinde daha fazla yer edinmeyi hedefliyor. Sarıgül, “Dünyanın en iyi derisini üreten bir ülkeyiz” diyerek, iç pazarın da sektör için büyüyen bir alan haline geldiğine dikkat çekti.

Yaratıcılık ve Kalite ile Öne Çıkma

Türk deri sektörü, kaliteli ve yaratıcı tasarımlarıyla tekstil sektörüne bile rakip olabilecek ürünler sunuyor. Sarıgül, Türk deri firmalarının her çeşit model ve renk seçenekleriyle farklı materyaller kullanarak çeşitlilik sunduğunu belirtti. Bu özellikler, Türk deri sektörünün uluslararası alanda rekabet gücünü artırıyor ve daha fazla müşteri çekmesine olanak tanıyor. İç pazarın da bu gelişmelerden etkilenerek önemli bir büyüme alanı haline geldiği ifade ediliyor.

2026’daki Fırsatlar ve Geleceğe Bakış

Sarıgül, 2026 yılında Avrupa, Amerika ve Rusya pazarlarında açılacak yeni fırsatlarla sektörün son yıllarda yaşanan sıkıntıları geride bırakacağını öngörüyor.

Yeni koleksiyonların Avrupa ve Amerika pazarlarına uygun olarak tasarlanması, Türk deri sektörünün küresel sahnede daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayacak. İç pazarın da büyümesi, Türkiye’deki deri firmalarına daha geniş çapta iş fırsatları sunuyor. Türk tüketicilerinin de yüksek kaliteli yerli üretim deri ürünlerine yönelmesi, sektörün iç pazardaki gelişimini hızlandırıyor. .

Kaynak: IHA