Sapanca Gölü’nde Kuraklık Alarmı

Sakarya ve çevresini kapsayan bölgede, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve yetersiz yağışlar ciddi bir su krizi doğurdu. Sapanca Gölü, Marmara Bölgesi’nin en kritik içme suyu kaynağı olarak öne çıkarken, göldeki su seviyesi rekor düşük seviyelere indi. Son günlerdeki yağışlar dahi, gölün su kotunu tarihi dip noktası olan 28,98 metreye düşmekten alıkoyamadı. Göl kenarındaki iskeleler ve kayıklar kullanılamaz hale gelirken, kuruyan toprak zeminde çatlaklar belirgin bir hale geldi.

Gölün Geçmişi ve Geleceği

Sapanca Gölü’nün maksimum doluluk seviyesi 32,20 metre olarak kaydedilirken, su seviyesi yıllar itibariyle dalgalanmalar yaşadı.

2014 yılında 29,64 metreye kadar inen su seviyesi, yağışlar sayesinde eski düzeyine dönse de, son yıllarda yağış yetersizliği sebebiyle tekrar düşüş yaşandı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi, bu durumu kontrol altında tutmak adına Çamdağı ve Ballıkaya barajlarına hız verirken, farklı lokasyonlarda sondaj yoluyla 46 yeni yeraltı kaynağı oluşturdu.

Alternatif Su Kaynakları Gündemde

Büyükşehir Belediyesi, ağırlıklı olarak su sorunu yaşayan kuzey ilçelerinde ve özellikle yaz aylarında su tüketimi artan Karasu ve Kocaali’de yeni içme suyu kaynakları kazandırmak için çalışmalar yürütüyor. Mevcut su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltma amacıyla yapılan bu yatırımlar, kesintisiz içme suyu sağlamak için büyük önem taşıyor.

Acil Eylem Planı Devrede

Sapanca Gölü ve benzeri su kaynaklarının korunması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı, bir dizi acil önlem içeren eylem planı hazırladı.

Bu plan çerçevesinde, sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeraltı suyunun kontrol altında tutulması ve havzalar arası su transferleri gibi önlemler bulunuyor.

Ayrıca, içme ve kullanma suyu şebekelerinde kayıp ve kaçakların azaltılması, atık suların yeniden kullanımı ve su verimliliği artırma projeleri de planda yer alıyor.

Sürdürülebilir Su Yönetimi İçin Adımlar

Bakanlık ve yerel yönetimler, su krizi ile mücadelede iş birliği yaparak, su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için projeler geliştiriyor. Bu adımlar, hem çevresel sürdürülebilirliği teşvik edecek hem de yerel halkın su ihtiyacını karşılamaya yönelik çözümler üretecek. Uzmanların değerlendirmeleri, gelecekte benzeri krizlerle karşılaşmamak için bu tür proaktif yaklaşımların önemini vurguluyor. .

Kaynak: AA