21. Uluslararası Müslüman Forumu’nda Küresel Sorunlar Masaya Yatırıldı

Ankara’dan gönderilen bir video mesajla, 21. Uluslararası Müslüman Forumu’na katılan Arpaguş, dünya toplumlarının karşılaştığı büyük sorunlara dikkat çekti.

Moskova’da düzenlenen etkinlikte, “Küreselleşme Çağında Barış ve Güven: Modern Zorluklara İslami Bir Bakış” başlığı altında konuşan Arpaguş, savaş, şiddet, terör ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan milyonlarca insanın yaşadığı çağdaş problemleri vurguladı. Modern dünyanın karşı karşıya kaldığı siyasi, ekonomik ve ahlaki krizlerin, insanlığı ciddi sınavlarla karşı karşıya getirdiğini belirtti.

İslami Yaklaşımla Toplumsal Huzurun İnşası

Arpaguş, modern dünyanın sorunlarına İslamî perspektiften çözümler sunmanın İslam dünyasının tarihi bir sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Teknolojik gelişmelerin, olumsuz düşünceleri küresel tehditlere dönüştürdüğüne dikkat çekerken, Müslümanların bu süreçte barış ve güven ortamını inşa etme rolüne sahip olduklarını belirtti. İslam’ın zengin kültürel ve medeniyet birikiminin, bu tür küresel sorunlara kalıcı çözümler üretebileceğini vurguladı.

Aile Kurumunun Karşılaştığı Tehlikeler

Ailenin insan doğası ve onurunun korunmasında kilit role sahip olduğunun altını çizen Arpaguş, sağlıklı toplumların ancak güçlü aile yapılarıyla mümkün olduğunu belirtti. Ancak, günümüzün modern tehdit ve tehlikelerinin aile yapısını tehdit ettiğini ifade etti. Aileyi hedef alan her türlü düşünce ve akıma karşı sağlam bir duruş sergilemenin ve ortak tedbirler almanın önemine işaret etti.

Çeşitlilik İçinde Hoşgörü ve Saygı

Çeşitlilik gösteren toplumlarda hoşgörü ve inançlara saygının devlet eliyle sağlanmasının önemine değinen Arpaguş, kamu otoritesinin birleştirici bir yaklaşım benimsemesinin toplumsal güven ve barışı pekiştireceğini söyledi. Farklılıkları bir zenginlik olarak gören ahlaki ve hukuki bir yapılanmanın, insanlığın ortak yararına atılmış değerli adımlar olduğunu ifade etti.

Kutsal Değerlere Saygı ve Manevi İstikrar

Arpaguş, kutsal değerlere saldırmanın özgürlük olarak kabul edilmesinin, insanlığın huzurunu kaçırdığını belirtti.

Dini vecibelerin yerine getirilmesinin yasaklanması ve cinsiyet seçiminin bireysel tercihlere indirgenmesinin, insanlığın kültürel ve manevi istikrarına zarar verdiğini aktardı. Bunların topluluklar arası güveni zorladığını ve istikrarı olumsuz etkilediğini dile getirdi. .

Kaynak: AA