Kundaklanmanın 56. Yılında Mescid-i Aksa’nın Önemi

Hamas, Mescid-i Aksa’nın 21 Ağustos 1969’da kundaklanmasının 56. yıldönümü vesilesiyle kapsamlı bir açıklamada bulundu. Açıklamada, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın, İsrail’in tüm suçlarına ve planlarına direnerek İslami kimliğini koruyacağı vurgulandı. Kudüs’ün tarihi ve dini önemi çerçevesinde, Arap ve İslam dünyasından bu kutsal mekanların korunması için somut adımlar atılması talep edildi. Hamanın açıklamalarında, Filistin halkının direnişine destek olunmasının önemi de özellikle belirtildi.

Netanyahu’nun “Büyük İsrail” Söylemi ve Tehlikeleri

Açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Büyük İsrail” söylemi, bölge ve dünya güvenliğine yönelik bir tehdit olarak nitelendirildi. Bu söylemin, Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerindeki baskıları artıracağı konusundaki endişeler dile getirildi. Hamas, uluslararası camiaya ve özellikle Arap ve İslam ülkelerine, bu risklere karşı birlik içinde hareket etme çağrısı yaptı. Açıklamanın bu bölümü, uluslararası toplumun müdahale etmesi gerektiğine dair güçlü bir mesaj içeriyordu.

Tarihi Sorumluluk ve Dayanışma Çağrısı

Hamas, İslam dünyasındaki liderlere ve toplumlara, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın korunması konusundaki tarihi sorumluluklarını üstlenmeleri gerektiğini belirtti.

Filistin halkının direnişine olan desteğin artması gerektiği üzerinde durularak, bu direnişin Mescid-i Aksa’nın korunmasında hayati bir rol oynadığı ifade edildi. Bu destek, sadece Filistin içindeki değil, dünya çapındaki Müslümanlardan da beklenmektedir.

Mescid-i Aksa’nın Kundaklanması ve Tarihsel Açıdan Önemi

Mescid-i Aksa, 21 Ağustos 1969’da Avustralya doğumlu fanatik Denis Michael Rohan tarafından kundaklanmıştı.

Yangın, Mescid-i Aksa’nın güneyinde bulunan Kıble Mescidi’nin doğu kısmında başlamış ve birçok tarihi eser, özellikle de Selahaddin el-Eyyübi’nin Minberi, yıkılmıştı. Bu olay, İslam dünyasında derin izler bırakmış ve Mescid-i Aksa’nın korunması için uluslararası düzeyde tepkilere neden olmuştu.

İsrail’in Devam Eden Baskınları ve Kültürel Miras Tehdidi

İsrail polisi, 2003’ten bu yana Mescid-i Aksa’ya baskınlar düzenlemeye devam ediyor. Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin tüm girişimlerine rağmen, bu baskınlar sürdürülüyor.

Yahudiler, Mescid-i Aksa külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının olduğunu öne sürerek kazı çalışmaları yaparken, bu kutsal mekanın kendileri için de ibadet alanı olması gerektiğini savunmaktadır. Bu durum, Mescid-i Aksa’nın tarihi ve kültürel mirasını tehdit etmekte ve uluslararası toplumu harekete geçmeye teşvik etmektedir. .

Kaynak: AA