0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

**Kene Yoğunluğunda Artış Yok.* Sağlık Bakanlığı’ndan gelen açıklamalara göre, Türkiye’nin coğrafi koşulları kenelerin artmasına elverişli olsa da son yıllarda kene yoğunluğunda kayda değer bir artış tespit edilmedi. Keneler, genellikle hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı ve otlakların bulunduğu bölgelerde daha sık gözlemleniyor.

Bakanlık, tüm kenelerin hastalık taşımadığını ve dolayısıyla her kenenin hastalık yaymadığını vurgularken, KKKA hastalığı ile mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü belirtti. **KKKA Hastalığı ve İzleme Sistemleri** KKKA vakaları, 2002’de İç Anadolu’da ortaya çıkışıyla dikkat çekti ve 2003 yılında kesin tanı konuldu. Bu süreçten itibaren, Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen ve 2011’de kullanıma sunulan ‘KKKA Bilgi Sistemi’ ile aktif bir şekilde izleniyor. Herhangi bir bilimsel veri, Tokat’ta tespit edilen ‘Haemaphysalis longicornis’ türü kenelerin KKKA virüsünü taşıdığına işaret etmiyor.

Bu kene türü, genellikle Doğu Asya gibi bölgelerde görülmekle birlikte, Türkiye’de KKKA veya başka bir hastalığa neden olduğuna dair henüz bilimsel bir kanıt yok. **Tedavi Merkezleri ve Önlem** Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği referans laboratuvarlarda KKKA tanısı konuyor ve bu amaçla 19 bölgedeki merkezler hizmet veriyor. Bu merkezler, hasta sevki ve tedavisi üzerine çalışmakta. Kenelerle mücadelede alınacak bireysel önlemler ise kene türüne göre farklılık göstermemekte. Riskli bölgelerden dönen bireylerin kulak arkası, koltuk altı gibi yerlerde kene kontrolü yapması öneriliyor.

**Kene Teması ve Korunma Yöntemleri** Vücuda kene tutunması durumunda, kenenin hızlı bir şekilde uygun malzemeler ile (cımbız, eldiven gibi) çıkarılması ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması önem taşıyor. Kenelerin çıplak elle öldürülmemesi konusunda uyarılarda bulunuluyor. Hastalığa yakalanan kişilerle temas edenlerin ise eldiven, önlük ve maske gibi korunma önlemleri alması gerektiği uzmanlar tarafından belirtiliyor. .

Kaynak: AA