Küresel Hidroelektrik Üretimi Artış Gösteriyor

Uluslararası Enerji Ajansının “Yenilenebilir 2025” raporuna göre, 2025-2030 yılları arasında hidroelektrik üretiminde yaklaşık %7’lik bir artış öngörülüyor. Artışın asıl kaynağını, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerdeki yeni projelerin oluşturacağı belirtiliyor.

Hidroelektrik, yenilenebilir enerjinin güvenilir güç sağlamadaki rolüyle önem kazanırken, küresel elektrik üretimindeki payının %14’e düşmesi bekleniyor. Bu durum, 20 yıl öncesine göre ciddi bir gerileme anlamına geliyor.

Pompalı Depolama Hidroelektrik Santrallerinin Yükselişi

Hidroelektrik kapasitesinin 2030 yılına kadar 154 gigavatın üzerinde artması bekleniyor. Bu artışın önemli bir bölümünü pompalı depolama hidroelektrik (PSH) santralleri oluşturacak. Yıllık PSH ilaveleri, 2030’a kadar iki katına çıkarak 16,5 gigavata ulaşacak. Toplam yeni kurulumların da %40 artarak 36 gigavatı aşması ön görülüyor. PSH yatırımları, değişken güneş ve rüzgar enerjisini dengelemek için artan ihtiyaç nedeniyle, geleneksel hidroelektrik santrallerini geride bırakıyor.

Çin’in Pompalı Depolama Alanındaki Liderliği

Rapora göre, Çin’in geniş ölçekli şebeke yatırımları ve hızla devreye aldığı güneş ve rüzgar projeleri, PSH kapasitesi artışının %60’tan fazlasını sağlayacak. Avrupa’da İspanya ve Avusturya yatırımları hızlandırırken, Hindistan ve Güneydoğu Asya ülkeleri de yeni projelerle şebeke güvenilirliğini artırıyor. Afrika’da, Etiyopya, Tanzanya ve Angola’daki büyük baraj projeleri dikkat çekiyor.

Latin Amerika’da Güneş Enerjisine Rağmen Hidroelektrik Önde

Latin Amerika’da hidroelektrik enerji, güneş enerjisinin yükselişine rağmen en önemli yenilenebilir kaynak olmaya devam ediyor. Kolombiya’daki 2,4 gigavatlık Ituango projesi, bu alanda dikkat çeken bir örnek. Raporda, pompalı depolama santrallerinin, 2030’a kadar değişken yenilenebilir kaynakların şebeke istikrarındaki kritik rolüne işaret ediliyor.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Büyüme Potansiyeli

2030’a kadar yeni yenilenebilir enerji kapasitesinin %80’inin güneş enerjisinden gelmesi beklenirken, kara tipi rüzgar enerjisi kurulumları da %45 artacak. Biyoenerji ve jeotermal enerji, ABD, Endonezya, Japonya, Türkiye, Kenya ve Filipinler’deki projelerle esnek kapasite sağlamaya devam edecek. Jeotermal kapasitenin 2030’a kadar üç katına çıkması bekleniyor.

Hidroelektrik, biyoenerji, jeotermal, güneş ve rüzgar kaynakları değerlendirildiğinde, yenilenebilir enerji kaynaklarının küresel elektrik üretimindeki payının 2024’teki %32 seviyesinden 2030’da %43’e yükseleceği tahmin ediliyor. .

Kaynak: AA