ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Avrupa liderleriyle gerçekleştirdiği toplantılardan bahseden Trump, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilime dair görüşlerinin olumlu geçtiğini belirtti. Başkan Trump, “Uzun ama verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Her şey iyiye gidiyor gibi görünüyor, ancak bunun zorlu bir süreç olduğunu unutmamak gerekiyor. ” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy ile Görüşmeler Devam Ediyor
Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile uzun bir telefon görüşmesi yaptığını ve Avrupa’nın önemli siyasi figürleriyle temas halinde olduğunu dile getirdi.
Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin liderleriyle sürekli iletişimde olduklarını vurgulayan Trump, bu görüşmelerin oldukça yapıcı geçtiğini söyledi.
Avrupa’nın Güvenlik Garantisi Vizyonu
Başkan Trump, Ukrayna’nın talep ettiği güvenlik garantilerinin şekillendirilmesinde Avrupa’nın önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. “Savaşın tekrar başlamasını istemiyoruz,” diyen Trump, Avrupa’nın bu süreçte büyük bir sorumluluk üstlendiğini belirtti. Güvenlik garantilerinin, NATO’nun 5. maddesine benzer bir yapıda oluşturulmasına çalışıldığını ifade etti.
Barış Paketi Üzerinde Önemli İlerlemeler
ABD’li yetkililer, Berlin’de gerçekleşen temasların ardından NATO benzeri güçlü güvenlik garantileri içeren bir “barış paketi” üzerinde önemli ilerleme kaydedildiğini duyurdu. Bu garantilerin, belirli bir süre için geçerli olacağı ve nihai bir anlaşma sağlanması durumunda ABD Senatosuna sunulacağı belirtildi.
ABD, Rusya ve Ukrayna Arasındaki Diplomatik Çabalar
Trump’ın Ukrayna barış görüşmelerinden sorumlu özel temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner, Almanya’da Rusya ve Ukrayna arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için yoğun görüşmelere katıldı. Yetkililer, Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesi benzeri bir güvence sağlanacağını ifade etti. “Barış paketi” taslağının son hali, önümüzdeki hafta Başkan Trump’a sunulacak. .
Roma’da düzenlenen 18. İtalya Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Wadephul, Almanya ve İtalya’nın ortak çıkarlarına dikkat çekti. İki ülkenin bu çıkarları daha güçlü bir şekilde sürdürmeleri gerektiğini belirten Wadephul, işbirliklerinin derinleşmesi gerektiğini vurguladı.
Almanya Dışişleri Bakanı, Berlin’de gerçekleştirilen Ukrayna konulu müzakerelerin önemine de değinerek, Avrupa’nın güvenlik meselelerinde dışlanamayacağını belirtti. Ukrayna konusunda alınacak kararların Ukrayna olmadan şekillendirilemeyeceğini ifade etti.
Rusya’nın Emperyalizmi ve Ukrayna’nın Güçlendirilmesi
Wadephul, Rusya’nın saldırgan tutumunun devam ettiğini ve bu durumun Avrupa’nın güvenlik dengelerini tehdit ettiğini belirtti. Ukrayna’daki savaşın NATO’ya karşı bir tehdit oluşturduğunu ve bu nedenle tüm tarafların hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı, Ukrayna’nın askeri anlamda desteklenmesinin şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, Rusya’nın Batı Balkanlar’daki etkisini artırarak siyasi müdahale aracı olarak kullandığını söyledi.
ABD ve Avrupa Arasındaki Tarihsel Bağlar
ABD’nin Avrupa’nın en önemli müttefiki olmaya devam ettiğini vurgulayan Wadephul, iki kıta arasındaki tarihsel, ekonomik ve kültürel bağların önemine dikkat çekti.
Amerika Birleşik Devletleri’nin kısa süre önce yayımladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne değinerek, Avrupa’nın kendi tanımını oluşturma noktasında farklılıklar olsa da Birlik içindeki dayanışmanın önemini vurguladı. Avrupa Birliği’nin bir başarı hikayesi olduğunu ve varlığının devamının hayati olduğunu belirtti.
Avrupa’nın Gelecekteki Zorluklarla Mücadelesi
Avrupa’nın geçmişte birçok zorluğun üstesinden geldiğini hatırlatan Wadephul, AB’nin gelecekteki zorluklarla başa çıkabilecek kapasiteye sahip olduğuna inandığını söyledi.
Avrupa Birliği’nin, üye devletlerin karşılaştığı yeni tehditlere karşı uyum sağlamasının ve stratejik kararlar almasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Wadephul, Avrupa’nın yeni krizlere hazırlıklı olması gerektiğini ve bu doğrultuda reformlar yapılmasının önemini vurguladı. .
Belucistan’da Şiddetli Deprem: Merkez Üssü Sonmiani
Belucistan’ın Sonmiani bölgesinde yaşanan ve bölge halkını endişelendiren bir deprem meydana geldi. Pakistan Meteoroloji Dairesi’nin verilerine göre, deprem 5,2 büyüklüğünde kaydedildi.
Yerin yaklaşık 12 kilometre derinliğinde gerçekleşen bu sarsıntı, çevre illerde de hissedilerek özellikle Karaçi’nin belirli bölgelerinde paniğe neden oldu. Belucistan sakinleri, depremin ardından kısa süreliğine de olsa sokaklara dökülerek güvenli bir yer arayışına girdiler.
Depremin Derinliği ve Etkileri
Depremin yerin 12 kilometre altında gerçekleşmiş olması, sarsıntının etkilerini daha geniş bir alanda hissettirdi. Bölgedeki binalarda kısa süreli panik yaşanmasına rağmen, ciddi bir hasar rapor edilmedi.
Uzmanlar, bu derinlikteki depremlerin genellikle geniş bir alanda hissedilmesinin normal olduğunu belirtirken, halkın bu tür olaylara karşı bilinçli olması gerektiğini vurguluyor. Öte yandan, yerel yönetimler deprem sonrası halkı bilgilendirmek için çeşitli önlemler almaya devam ediyor.
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nden Farklı Bir Ölçüm
Depremle ilgili farklı bir açıklama ise ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nden (USGS) geldi. USGS, deprem büyüklüğünü 4,8 olarak raporladı. Bu farklılık, deprem ölçümleri konusunda kullanılan yöntem ve aygıtlardaki farklılıktan kaynaklanmış olabilir. USGS’nin ölçüm verileri, genellikle daha geniş bir uluslararası veri setine dayandığı için farklılıklar barındırabiliyor. Ancak bu durum, depremle ilgili genel tedbirlerin ve halkın bilinçlendirilmesinin önemini azaltmıyor.
Karaçi’deki Etkiler ve Halkın Tepkisi
Karaçi’nin bazı bölgelerinde de hissedilen deprem, şehirde kısa süreli bir endişeye neden oldu. Şehirdeki yapılar deprem standartlarına göre inşa edildiğinden, ciddi bir hasar oluşmadı. Fakat sarsıntı anında halkın dışarıya çıkmayı tercih etmesi, deprem korkusunun hala ne denli etkili olduğunu gösteriyor. Yerel yönetimler, bu tür durumlar için acil eylem planlarını gözden geçirerek, gerekli güncellemeleri yapmayı planlıyor.
Uzmanlar, Belucistan ve çevresinde bu tür depremlerin olabileceğine dair uyarılarda bulunarak, bölge halkını daha fazla bilinçlenmeye davet ediyor. Yapıların deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi ve halkın deprem tatbikatlarına katılması, olası acil durumların etkisini azaltabilir. Uzmanlar ayrıca, kişisel güvenlik önlemlerinin yanı sıra, toplumsal bilinçlendirme kampanyalarının da yaygınlaştırılması gerektiğine vurgu yapıyor. .
Resmi Analizler Sonucunda Şebeke Suyu Güvenli Bulundu
Kırıkkale Belediye Başkanı Ahmet Önal, şebeke suyunun mikrobiyolojik açıdan güvenli olduğunu açıkladı.
Önal, Yeşil Vadi Su Birliği’nde yaptığı açıklamada, suyla ilgili resmi analizlerin olumlu sonuçlandığını ve halk sağlığını tehdit eden bir durumun olmadığını belirtti.
Başkan Önal, analiz sonuçlarını bekledikleri için önceki dönemlerde açıklama yapmadıklarını ifade ederek, 4 Aralık 2025’teki ilk analizlerin suyun mikrobiyolojik değerlerinin mevzuata uygun olduğunu gösterdiğini söyledi. Ayrıca, koku ve tat açısından da herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığını vurguladı.
İkinci Analiz de Olumlu Sonuç Verdi
Başkan Önal, tedbir amacıyla 11 Aralık 2025’te yapılan ikinci analiz sonuçlarının da olumlu olduğunu belirtti.
Resmi analizler olmadan yapılan siyasi açıklamaların kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu dile getirerek, Yeşil Vadi Su Birliği’ne yönelik yapılan eleştirilerin dayanağını sorguladı. Geçmişte birliğin ihmal edildiğini ve altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmediğini ifade etti. Özellikle 2009 yılından itibaren durultucu ünitesinin devre dışı olduğu ve ultrafiltrasyon sistemlerinin çalışmadığına dikkat çekti.
Milyonlarca Liralık Tasarruf Elde Edildi
Göreve geldiklerinden beri altyapı sorunlarını çözmek için yoğun bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Önal, ana iletim hattındaki büyük patlağın onarıldığını ve motorların yenilendiğini belirtti.
Bu çalışmalar sayesinde milyonlarca lira tasarruf sağladıklarının altını çizen Başkan Önal, Kırıkkale Belediyesi’nin Yeşil Vadi Su Birliği’nin geçmişten kalan SGK borçlarını da ödediğini açıkladı. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
20 Yıllık Yönetim Eleştirildi
Başkan Ahmet Önal, Yeşil Vadi Su Birliği’nin geçmişteki yönetimlerin ihmali nedeniyle yeterince yatırım almadığını öne sürdü. 20 yıldır aynı yönetimin altında olan birlik ve Kırıkkale Belediyesi için planlanan rutin bakımların neden yapılmadığını sorguladı. Yıllardır çalışmayan ön klorlama ünitesinin devreye alındığını ve havuzların temizlenmesiyle tonlarca midye çıkartıldığını belirtti. Önal, bu temizliklerin daha önce de yapılması gerektiğini ifade etti.
Şeffaf ve Katılımcı Yönetim Vurgusu
Yeşil Vadi Su Birliği’nin 2006 yılından bu yana ödenmeyen SGK borçlarının Kırıkkale Belediyesi tarafından ödendiğini belirten Başkan Önal, mekanik anlamda birliği ayağa kaldırdıklarını ve kentte su kesintisi yaşanmadan arızaları çözüme kavuşturabilecek bir altyapı oluşturduklarını söyledi.
Açıklamalarında asılsız beyanlara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Önal, tüm şehri kapsayan sorunların çözümü için yoğun bir çaba sarf ettiklerine dikkat çekti. .
İsrail ordusu, Filistin’in Batı Şeria bölgesinde yer alan Tuku beldesine ani bir baskın gerçekleştirdi. Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre, baskın sırasında İsrail askerleri belde içinde rastgele ateş açtı. Olay, yıllardır süren İsrail-Filistin çatışmasının yeni bir halkasını oluşturuyor.
Baskın sırasında bölge halkı arasında panik yaşanırken, İsrail ordusunun bu tür operasyonlarının bölgede gittikçe artan bir rahatsızlık ve huzursuzluk oluşturduğu ifade ediliyor.
Baskında 17 Yaşındaki Filistinli Genç Hayatını Kaybetti
Tuku Belediye Meclisi Başkanı Teyser Ebu Mufreh, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 17 yaşındaki Ammar Yasir es-Sabah’ın yaşamını yitirdiğini açıkladı. Sabah, etrafa rastgele açılan ateş sırasında göğsünden vurularak olay yerinde hayatını kaybetti.
Genç Filistinlinin ölümü, Filistinliler arasında derin bir üzüntü ve öfkeye yol açarken, bu tarz olayların bölgede artan gerilimi daha da yükselttiği belirtiliyor.
Gazze’ye Saldırıların Ardından Artan Şiddet Olayları
İsrail’in Gazze Şeridi’ne Ekim 2023’te başlattığı saldırıların ardından, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda belirgin bir artış gözleniyor.
Bu saldırılar, bölgedeki güvenlik durumunu olumsuz etkilerken, uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kez daha İsrail-Filistin çatışmasına çekmiş durumda. Artan şiddet olayları, barış görüşmelerinin yeniden başlaması gerektiğine dair çağrıları da beraberinde getiriyor.
Uluslararası Tepkiler ve Barış Çağrıları
Bölgedeki son gelişmeler, uluslararası toplumun gözlerini yeniden İsrail-Filistin ihtilafına çevirdi. Birçok uluslararası kuruluş ve insan hakları örgütü, bölgede şiddetin durdurulması çağrısında bulunuyor. Öte yandan, bu tür olayların barış sürecine zarar verdiği ve iki devletli çözüm fikrini daha da zora soktuğu yorumları yapılıyor. Uluslararası toplum, taraflara itidal çağrısında bulunarak, müzakerelere bir an önce dönülmesini talep ediyor.
Yerel Halkın Tepkisi ve Gelecek Beklentileri
Tuku beldesinde yaşayan yerel halk, yaşanan olaylar karşısında son derece tepkili. Halk, İsrail askerlerinin bu tür baskınlarının günlük yaşamı olumsuz etkilediğini ve kalıcı bir çözüm bulunmasını istiyor. Bölge halkı, uluslararası toplumun daha etkin bir rol üstlenmesini ve İsrail’in baskı politikalarına karşı durmasını talep ediyor. Bu olaylar ışığında, gelecekte bölgede barış ve huzurun tesis edilip edilmeyeceği, uluslararası diplomasi çabalarına bağlı görünüyor. .